Doğum haritası (horoskop) 12 evden oluşur ve toplamda 360 dereceye tekabül eder. Her bir ev 30 dereceye karşılık gelir (whole sign dışındaki sistemlerde farklı derecelendirmeler de mevcuttur.) Her 30 derecelik evden sonra kesin bir çizgi çekilir ve diğer eve geçilir. Bir sonraki ev 0 dereceden başlar. Tüm bu sistemde 29 derecenin önemi bir nebze daha fazladır.

Bazı astrologlar 29 dereceyi kadersel (anaretik) derece diye adlandırır. Onlara göre 29 derece, ait olduğu burcun bir sonraki burca geçmeden önceki en güçlü hâlidir. Yeni olana (0 dereceye ve yeni burca) geçmeden önce mutlaka bir kriz yaşanır. 29 derece sınav demektir.

Kadersel derece bazı yönleriyle ay düğümlerine benzetilir. Sınav, kriz, dönüşüm ve mücadelenin ardından kişi artık eskisi gibi olmaz. Haritasında 29 derece etkileri görülenler diğer insanlara nazaran daha çetin sınavlara maruz kalabilir. Ancak kişi 29 derecenin işaret ettiği şeylere odaklanırsa tekâmüle erme süreci başarılı bir şekilde gerçekleşebilir, tıpkı Kuzey Ay Düğümü‘ne uyum sağlandığında çetin mücadelelerin yerini daha uyumlu ve ılımlı bir atmosfere bırakması gibi.

Haritamda 29° gezegen var, paniklemeli miyim?

Kesinlikle hayır. Haritasında 29 derece etkisi olan ilk ve tek kişi siz değilsiniz. Dolayısıyla sakinleşebilirsiniz. Ayrıca 29 derece etkileri abartıldığı kadar “ölümcül” değildir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere, bu etkiler kişinin aldığı inisiyatife göre çok olumlu bir etkiye sahip olabilir. Böyle durumlarda kişi 29 derecenin özünde var olan güçlü enerjiyi kontrol edebilir hâle gelir ve gezegenin olumlu etkileri ile kendini ve kaderini sağlıklı bir şekilde inşa edebilir. Gelin birlikte George Eliot örneği üzerinden bu etkiyi inceleyelim.

İsmini Gizleyen Bir Yazar: George Eliot

Mary Anne ya da takma adıyla George Eliot‘ın doğum haritasında var olan kadersel dereceye geçmeden önce onu kısaca tanımakta yarar var. George Eliot, Victoria döneminin en ünlü ingiliz yazarları arasındadır. O, kendini Mary Anne adı ile tanıtmamıştır, çünkü yazarlık İngiltere’de (ve tabii diğer tüm ülkelerde) saygın bir  meşgale idi ve bu saygın alan sadece erkeklere aitti. Dönemin toplumsal tepkisi ve kadınların maruz kaldığı dışlanmadan dolayı Mary Anne kendisini bir erkek ismi ile ifade etmiştir. Yani kendi kimliğini gizlemiştir.

Mary Anne 22 Kasım 1819’da İngiltere’nin Nuneaton kentinde doğar. Yaşamının 21 yılını Warwickshire yöresindeki bir çiftlikte geçirir. Babasının ölümünden sonra Londra’ya yerleşen yazar kısa süre içinde yazar ve düşünürlerden oluşan bir çevreye dahil olur. Westminster Review adlı dergide editörlük yapmaya başlar ve daha sonra yazarlık aşamasına geçer. Mary Anne’in ya da takma ismiyle George Eliot’un 7 adet romanı ve 10’dan fazla şiir kitabı vardır.

Mary Anne’in Haritası

Mary Anne’in haritasını uzun uzadıya incelemeye tâbi tutmayacağız, zaten konumuz da bu değil. Ancak onun haritasında Güneş gezegeninin 29 derece Akrep burcunda olduğunu söylemek sanırım onun hayat öyküsünün en net özetidir.

Mary Anne, bütün edebî karakterini gizlilik üzerine inşa etmiştir. Akrep burcu gizli olanla, sakla(n)makla ilgilidir. Anne’in Güneş’i 29 derece Akrep’tedir ve birinci evdedir. Bu gizlilik Mary Anne’in kişiliğinin güçlü bir ifadesi olmakla kalmamış ona maddi anlamda güç de sağlamıştır. Akrep’in yöneticisi Plüton’un birinci evde konumlanması bu gizliliğin hayatî bir kişilik çizgisi olduğunu ortaya koymaktadır. 

Mary Anne haritasındaki anaretik (kadersel) dereceyi reddetseydi ya da onunla olumsuz bir sürtüşmeye bürünseydi muhtemelen eril toplum ahlâkı tarafından sindirilecekti ve henüz ilk eserini bile kaleme almadan yazarlığı son bulacaktı. Böyle olumsuz bir senaryoda biz George Eliot ismini hiç duymayacaktık ve Mary Anne ömrünün sonuna kadar çiftlik sürmeye mahkûm biri olarak kalacaktı. Oysa o Güneş’in birinci evde Akrep burcunda 29 derecede konumlanmasından müthiş derecede fayda sağlamış ve öz benliğini Akrep’in yönetici gezegeninin konumlandığı birinci ev ile bütünleştirmiştir. Sadece bu örnek bile bize aslında 29 derecenin sadece olumsuz olmadığını ispat etmeye yeter.

Evrendeki hiçbir şey bütüncül bir kötülük ya da iyilikten ibaret değildir. Bu astrolojide de böyledir, diğer şeylerde de.

Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.